27 Aralık 2017 Çarşamba

Yok-olmak

Acım gittikçe artmıyor.. İçim gittikçe ölüyor.. İçim öldükçe kendimi öldürmeye başlıyorum bilinçli olmadan.. Mesela hava yerine sigara dumanı almaya başlıyorum.. Yaşamak için değil daha çabuk öldürmek için alıyorum suyu, yiyeceği vücuduma.. 
Bir insanın acıdan her hücresi uyuşurmuş da içinde ta içinde bir dünyanın gizli olduğu kara bir noktada bir şey tüm ruhunu yakarmış. Tüm acıların kaynağı gibi.
bilmiyor idim..
Şimdi bu acı beni yok ediyor.
Acı arttığından değil..
Ben, yok olduğumdan..

17 Mart 2017 Cuma

Sereserpe

Buralara gelmeyeli uzun zaman olmuş.
Ve uzun zaman olmuş aldığım nefesi hissetmeyeli.
İnsan en çok acı çekerken hissediyor.
İnsan sadece acı çekerken hissediyor yaşadığını, gerçekliği,benliğini.
Ne tuhaf döngü huzur için yaşarken hissetmenin kaynağının acı olması.
Ve ne uzun zaman olmuş zamanı çekerken içime ve beklemeyi
ve özlemeyi yaşarken, aldığım her nefesin ciğerlerimden tüm hücrelerime hücum eden acısını hissetmeyeli.
Çok zaman olmuş.
Kendimi kandırırken belki de beni en çok ben yapan,
Sevmek ve belki çocukça sevilmek isterken ben, aynı oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamayan çocuklar gibi zamanı önemsemeyen, beni bir insandan bir duyguya, var olma duygusuna iten o tek adamı dinlediğimi sanırken görmeyişim, duymayışım..
Çok uzun zaman olmuş belki de o adamın dediği gibi kontrolsüzce severken ben kontrol elimden gittiğinde ve 'tos'ladığımda anlamalarım çoğu şeyi.
Şimdi bir enkaz var..
Ben ne olacağını bilmez iken hala sana bakıyorum.
Sana bakınca her şey düzelecekmiş gibi.
Benim ellerimi tutup masmavi gözlerinle gene soyutlaştırırken beni hatırlat bıkmadan.
Satır aralarında dolaşan, masaldan kaçmış bir masal kahramanı olduğum benliğimi hatırlat.
Dünyadan soyutlayalım biz kendimizi. Bırak kıyamet kopsun dışarda.
Bırak yer yerinden oynasın..
Bana o kötü bir yazarın elinden çıkan masalın kahramanı olmayacağımızı söyle.
Kendi küçük balkonumuzda çayımızı yudumladığımız o kısa zaman aralığında donsun her şey.
Her şey öylece kalakalsın..