28 Ocak 2022 Cuma

 Her şeye veda ediyor gibi hissediyorum kendimi..

Böyle istemsizce her cümlem veda cümlesiymiş gibi geliyor..

Neden böyle saçma bir psikolojiye girdim bilmiyorum.

Biliyorum bitecek..

Ama bitsin artık.. 

Bazen diyorum, öyle bir bitsin ki başlamasın.

Ya da öyle bir bitsin ki bundan sonrası hep güzellik olsun.. 

Bilmiyorum..

Ama bitsin.. Ben yoruldum ve ben artık bitsin istediğim için her daim veda ediyorum..

26 Ocak 2022 Çarşamba

 Bazen gerçekten yaşamaktan hiç ama hiç keyif almıyorum..

Mutlu olduğun -an’ların arkasında hep soru işaretleri, hep kaygılar..

Bu kadar uçlarda hissetmeyi ben seçmedim, ama bununla yaşamak zorunda olan benim..

İnsanlara artık hayatlarından gidecek-mişim gibi konuşuyorum..

İnsan anlarmış ölmeden evvel yiteceğini ya bazen öyle olması için umarken buluyorum kendimi.

Vedalardan nefret ediyorum, katlanamıyorum.. Yaşamım ise sadece vedalar üzerine kurulu.

Belki de güç dediğim şey maskedir, ben artık bunu bile anlayamıyorum..

19 Ocak 2022 Çarşamba

Aşınıyorsun..

 Her şeyi mahvetmekte üstüne yok değil mi?

Senin ruhun gerçekten virüslü, lanetlenmiş..

Pozitifliklere bulansan da anlık yükselişlerinden, duygularını uçlarda yaşamaktan asla kopamıyorsun.

İyi gelmeye çalıştığın herkese zarar vermeye başlıyorsun, yalnızlığın da bu yüzden zaten..

Hak etmiyorsun da bazen.. bencilliğin hayatına ağır basıyor.

Bencilliğini gizlemek için renklerin ardına saklanıyorsun..

Yaralarını saklamak için yaşıyorsun çoğu zaman..

Uçların da bu yüzden..

Yaralarını sanki uçlarda yaşamak gizleyecekmiş gibi.

Farkındasın aslında bu durumun bütün enkazları derinleştirdiğini, ama aksini nasıl yapacağını da bilemiyorsun sanki..

Aşınıyosun.. en sonunda kendin kalmayana kadar aşınmak ister gibi..

Hızla..

9 Ocak 2022 Pazar

Sarı Kafa

 İnsan, morali bozuk olduğunda ya da modu düşük olduğunda en çok son zamanlarda ona en iyi gelene içini dökmek istiyor..
Daha önce sana yazı yazmayı hiç aklımın ucundan bile geçirmemiştim, bunu itiraf etmeliyim..
Çünkü senin bana verdiğin güven ve hisler ilham vermekten çok yaşam enerjisi veriyordu..
Romantik bir sevgiden çok, gerçek bir sevgi..
Ama şimdi yine kendi açmazlarımdan dolayı uykum kaçmışken ve sen uyurken, yazmaktan başka da bir şey gelmedi aklıma..
Okutur muyum, okutmaz mıyım hiç bilmiyorum..
Yazı sana mı? 
Onu da bilmiyorum..
Sadece sana anlatacakmışım gibi yazarsam şayet, rahatlarım belki diye hissettim.
Düşünmeden hissettim bunu.. Çünkü düşündükçe paranoyaklaşıyorum..
Düşündükçe sana anlam yüklüyorum..
Sana anlam yükledikçe de senin gerildiğini, sadece an'da kalmak isteğinin daha da arttığını görüyorum..
Aslına bakarsan sana bunları yazarken bile çekiniyorum ben..
Ama anlamlı olman da aslına bakarsan tam da bana göre olduğu için geçen zaman içinde bu sıfatı kazanmanı seviyorum.
Ayrılırız ya da devam ederiz.. Sen gelecek hakkında düşünmeyi sevmesen de ben aksine hayal kurmayı, ayrılsak bile o parçalanma ihtimaline karşı olsa bile seninle pozitiflikler üzerine düşünmeyi seviyorum mesela.. Gelecekte anılarımıza anı katma düşüncesi ,olacak ya da olmayacak, umrumda değil, bana iyi hissettiriyor. Çünkü kötü olasılıkların beni tutsak etme düşüncesine karşı göğüs germek biraz da sanki hayata karşı salladığım bir küfür hissi veriyor bana..
Neyse..
İçimde hiç gitmeyen o karadeliğin büyüdüğü birkaç günden birindeyim ben.
Renklerin hepsinin solduğu, o sonbaharın en çirkin günlerinden biri gibi.
Bunu anlatmanın imkanı çok az.. Mantık ve mantıksızlık arasında farkı göremiyor insan..
Her şeyi sadece hissettiği o kötü his ile yorumluyor. 
Seninle konuşmaya başladığımız andan itibaren bu ruh haline girmemeye dair söz vermişken kendime yine aynı bataklıktayım şimdi..
Kendimle savaşıyorum, kendime isyan ediyorum..
Fakat o his geçmiyor..
Bazen beni anlamakta zorlandığını fark etmesem de sanırım içten içe hep şu zamanlarımda elimi tutup ya da gözlerime bakıp enerji dolu bir ''Geçecek hayatım.'' demeni istiyorum sanırım.
Sabırla, bıkmadan hem de..
Bunca zaman tek başıma her şeyim ile mücadele ederken galiba tek istediğim bu cümle idi..
Şimdiyse senden bunu istediğimde beni güçsüz olarak görmenden korkuyorum..
Ve ilişkiye başladık diye kendimi kaptırdığımı düşünmenden..
Aslına bakarsan güçsüz değil sadece yorgunum..
Yorgun olduğum için artık tek başıma verdiğim mücadele ile pes etme arasındaki his farkı çok fazla azalmış gibi geliyor bazen.
Ve sana dahi tam olarak güvenemezken ama deli gibi de güvenmek isterken senin şu cümleyi kuracağından da o kadar eminim ki:
''Hayatım, ben hayatındayım ama yokmuşum gibi mücadele etmelisin. Sen güçlü bir kadınsın..''
Evet ben güçlü bir kadınım hayatım.. Ama artık tahmin edemeyeceğin kadar yorgunum da..
Dinlenmek güçsüzlük mü peki? Dinlenmeyi istemek gerçekten güçsüzlük mü?
Beni anlamanı çok isterdim.. Ama kendimi sana anlatmaktan çekiniyorum, gardımı düşürdüğümde beni olduğumdan daha farklı yorumlama ihtimalin olduğu ve ardından tekrar kendimi açıklamak zorunda kalacağım için..
Tüm bu şekilde sana içimi dökerken ve bu kadar netken sana bunu okutabileceğimden bile emin değilim..
Her zaman böyle değilim, ama içimde bunu tekerrür ettiren de bir karadelik var..
Bunu sana nasıl anlatabilirim ki?
Ama anlamanı da isterdim sanırım.. İnsan bazen anlaşılarak dinlenmek istiyor..
Kafam çok karışık.. Ve fazlasıyla yorgun hissederken tek damla uykumun bile gelmediği birkaç gün geçiriyorum ve belki geçirmeye de devam edeceğim.. 
Keşke bunları sana anlatabilme güvenini verecek kadar bana, cesur olsan..



5 Ocak 2022 Çarşamba

 Güneşi hatırla.. 

sana hissettirdiklerini hatırla..

Sabah erken kalkıp  yürüyüşe çıkmışken kulağında en sevdiğin müziklerle, yüzüne çarpan tatlı rüzgarı ve güneşin sıcaklığını hatırla

Gözlerinin güneşten kamaşmasını hatırla

Ve asla kendini unutma..