16 Aralık 2021 Perşembe

 Yine çıkmazdayım..

Sesim çıkmıyor asla..

Hayatıma aldığım adam.. yanındayken ,bana bakarken, sarılırken mutlu olduğum adam..

Yaşayamıyorum işte mutluluğumu.. asla yaşayamıyorum.

Ellerini tutarken yaşayabileceğim hazzın yarısını bile hissedemiyorum..

İşsizim, atanmam lazım, ama onunlayken de o kadar mutluyum ki..

Öyle zor bir açmaz ki bu, anlamak ve baş etmek gerçekten mümkün değil..

10 Aralık 2021 Cuma

 Hep depresifiliklerimi yazmışım buraya.. 
Şimdi de bir tanecik beni heyecandan karnıma kramplar girmesine sebep olacak bir keşfi yazayım..
Canım Morrissey'imin biricik grubu The Smiths'in Heaven Knows I'm Miserable Now şarkısını
Erlend Oye'min coverladığını keşettim bugün..
Demek ki ruhlar asla yalnız değil.. Birbirlerini farklı dillerde farklı araçlarla anlamak için hep oradalar..
İçimdeki huzurlu gülümsemenin tarifi imkansız..
Bin şükür keşfedebildiğiniz güzel ruhlara..

3 Aralık 2021 Cuma

 Yeni yaş.. 
Garip ve durgun hissettiğim bir yaş dönümü.. 
Enerjim mi tükeniyor yoksa form mu değiştiriyor bilmiyorum..
Şu an yazarken birkaç saat önce olduğu kadar da yoğun bir ruh halinde değilim açıkçası.. 
Ama fark ettiğim bazı şeyler en azından not olarak kalsın istedim bu blogda
Çünkü çatıdakifiller..
Her zaman hiç gitmeyeceğine emin olduğum tek şey oldu..
İnsanlara hep bir yerden dokunmak istedim ben..
Bunu farklı şekilde yapmak, onların belki hissetmedikleri ama kalıcı bir dokunuş olsun istedim sanırım..
Anlaşılmadıkları anda ben seni anlayabilirim demek değil ama bunu hissettirmek istedim sanırım..
Çünkü insanlar anlayamasa da melodiler ve renkler anlarlar.. Biliyorum bunu..
Ve çoğu kişi buna inanmasa da bu gerçekten böyle.. 
Bazı şeyler kelimesizdir, sadece kelimeler yeterli olmaz titreşimlere..
Evren sadece sesten ve anlamdan da ibaret değil..
Birbirlerini tamamlar gibi her şey.. Ve bir minik farklılık daha da anlaşılmaya yok açar çoğu zaman..
Biliyorum bunu.. Çünkü.. 
Çünkü'sü yok.. biliyorum..
Ve bu yaşımda fark ettim ki az da olsa insanlara dokunmayı başarmışım ben..
Çok farklı kelimelere,hediyelere, paylaşımlara tanık oldum bu sene..
Müzik listesi yaparken kendine de bir ödül verenler, şiir okuyup ses kaydı atarken durup düşünme şansı edinenler, kutlama vesilesi ile enerjimi paylaşma bahanesi bulanlar, arayanlar.. 
Uzakta olup da yanımdaymış gibi sarıldığımı hissettirenler..
Belki senede bir kez konuşup da paylaşımlarımızla kelimesizliklerimizi birleştirdiklerim..
Çok kelime konuşup da asla gerçeği söyleyemediklerim..
Mutluluğunu bilmem ama bana ılık bir rüzgar gibi hissettirdiniz..
Yeni yaşın ilk günü..
Bu satırları yazacak bir yaşamın ilk nefes günü..
Bin şükran sana.. 

28 Kasım 2021 Pazar

 Yine ne yazacağımı bilemez bir halde içimdeki yumrudan kaynaklı olarak oturdum buraya..
Bir dönem aklıma ne gelse yazardım oysaki..
Bir süredir yazmama sebebim ne?
Kaçmak mı? Renklere mi küstüm yoksa.. 
Ya da dışı paketli boyalardan mı sıkıldım?
Hissetmekten mi korkuyorum da yalanlara saklanıyorum?
Her zamanki gibi bilmiyorum..
Gerçekten istediğim şeyleri yaşamanın arzusuyla doluyken kendi ördüğüm ağlara bulaşıyor ruhum..
Her zaman kendimi bilme kisvesi adı altında yalanlara mı sığınıyorum sorusu ile debeleniyorum.
Her zaman olan soru.. Her zaman kaçtığım ama varlığını hep bildiğim bir soru..
Nasıl cevabından emin olabilirim ki?
Ya da hangisini neye göre seçip neye göre yaşayabilirim..
Değişmek isterken kendiliğimden kopma korkusunu, kendim olmaktan uzaklaşma hissini nasıl aşabilirim?
Ya da kendimi gerçekten anlatacak kelimeleri hep satırlara saklamaktan nasıl vazgeçebilirim?
Yine aklımda Edip'in bir sözü..
Zaten bu ara hep şiirlere, satırlara saklanmıyor musun?
''Hatırlıyorum da kelimelerini bir bir:
Şairlerin flaşları kalpleridir
Dışarıya da parlamalı biraz
Kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum
Sensin, iyi anlarsın beni..''
Sensin işte kelimeler.. Yazmaktan başka anlatamıyorum kendimi..
Vazgeçemeyişlerimi korkaklıktan, o adımı atmaktan korkmalarımı ve korkmalarımı..
Ertelemekten korkmalarımı.. Kendimden, güvendiğim tek şeyden, kendimden kopmalarımı..
Ve yersiz geçen zamandan korkmalarımı
Fakat bunun için korkarken geçen yersiz zamanlarımı..
Dedim ya..
Kendi ördüğüm ağlara bulaşıyor ruhum.. 
 

8 Kasım 2021 Pazartesi

 Yine başlayan uykusuzluklar..

Devam edemiyorum ben, bitiremiyorum da..

En kötüsü: önceden bitmesine üzülürken bu yaşamın, şimdiyse sadece korkuyorum..

Toparlanamıyorum ben artık

İyi şeyler çok uzak gibi hissediyorum

Nefes alamıyorum, heycanlanamıyorum, mutlu olamıyorum..

Uyuyamıyorum ben..

23 Ekim 2021 Cumartesi

 Az evvel Gürgen Öz’ün kendi evinin balkonunda dans ettiği bir videosuna tesadüfen denk geldiğim zaman fark ettim:

İnsanlarla sonu uçlarda bitmeyen, kötülüklerin hiç konuşulmadığı, yalnızca keyifli şekilde güzelliklerden bahsedilen, tebessümlerin eksik olmadığı, ılık yaz meltemi hissi veren konuşmalar yapmayalı, vakit geçirmeyeli ne kadar uzun zaman olmuş..

Birbirimizin yüzüne bakarak sırlardan, kibirlerden, egolardan ve sivri her şeyden sıyrılarak birkaç saat dahi durmayalı ne çok zaman olmuş..

O kadar çok yük binmiş ki omuzlarımıza, iş-geçinme-güvenlik-cinayet-dolar- Türkiye- gerçekleşmeyen hayaller- anlayışsızlık- bencillik ve nicesi, baktığımda ruhumun ağrımadığı, güldüğümde tüm hücrelerimle gevşediğimi hissettiğim o ılık rüzgar kokulu zamanları sadece kitaplardan hatırlıyormuşum gibi geliyor.

Yorulmadığım tek bir an bile yok son yıllarda.. ve nefes almaktan keyif aldığım..

Huzura bakan evimin balkonunda ay sonunu düşünmeden, evimde ve sokakta başıma bir iş geleceği korkusu olmadan, sadece o ana odaklanarak dans ettiğim bir anın düşü kalıyor şimdi..

Renklerin ilkbahar kokulu rüzgara dönüştüğü yerde..

13 Ekim 2021 Çarşamba

12 Ekim 2021 Salı

 Gün geçtikçe yitiyorum

Kelimelerimle birlikte..

Ne kadar çok varsa renk o kadar çok anlamsızlaşıyor gibi her şey..

Ben anlam katmaya çalıştıkça ve bunu bağırdıkça yutuluyorum tüm anlamlarımın sadece bir boşluk olduğu kör kuyuya

Bol bol gülüyorum mesela, çok geçerli argümanlar ve çok gerçekçi savaş boyaları sürüyorum..

Her şeyin resmini yapıyorum kelimelerle ve her gittiğim yerde parlamaya çalışıyorum güneş gibi..

Çünkü korkuyorum karanlığın hayalinden ve ihtimalinden..

Çünkü içime baktığımdaki karanlık beni lacivertçe içine çekiyor..

Ve ben siliniyorum öylece..

Kelimelerle ve renklerle..

27 Eylül 2021 Pazartesi

 Bu inandığın kaçıncı yalan..
Ve kaçıncı hayal kırıklığı inandığın yalanlar yüzünden..
Her defasında geçeceğini biliyorsun ama sanki her defasında daha az enerjin kalıyor.
her defasında yorgunluğun da sabrın da azalıyor sanki..
En son ne zaman karnına ağrılar saplayacak kadar güzel bir şey yaşadın?
En son ne zaman karnına giren acıdan dolayı, sıkıntıdan dolayı uyuyamadın?
İşte tam bu yüzden yorgunsun..
Sanki hazırlar gibisin kendini.
Tüketmeye tamamen, vaz geçmeye..?
Her defasında daha sık aklına gelmesi seni de korkutmuyor mu?
Her defasında daha yüksek sesle yorulduğunu söylemek seni de korkutmuyor mu?
Neyse..
Vazgeç.. Hissetmeyi unutacak kadar hem de..

22 Eylül 2021 Çarşamba

 Çok seversin..Çok fazla sabreder , beklersin..

Kopmamak istersin çünkü.. Sevginin anlamı, anlamlı gerekçeleri vardır..

Üzülür tükenirsin ya tükenmek olarak da görmezsin bunu.

Çünkü anlamı olan ve emeğin olan her şey güzelleşir..

Güzelleşirken yorar insanı, bilirsin..

Ama bazen o kadar yorulursun ki ufak bir meltem bile koparır tüm ipleri..

Kırılmışlıklarını, yorgunluklarını kusuverir dünya birden..

Ufak bir melteme tüm kasırgaları saklarsın..

Ufak bir ıslık çalmayla yıkılır her şey..

15 Ağustos 2021 Pazar

Sıfatsız olarak seviyorum..

Zamirlerin anlamını yitirdiği yerde

Öyle kelimesiz ki bu,

Keşke görebilsen içimden sana akan renkleri..

23 Mayıs 2021 Pazar



“Evlerin saat beş olma hali

Ben yorgunum anlamaktan

Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.”

21 Mayıs 2021 Cuma

Hiç..

Ben artık neye, nasıl tutunacağımı bilmiyorum.
Neyi tutsam kül oluyor, toz olup uçuşuyor sanki..
Dinlediğim müzikler bile sonsuzluğun içinde sessizliğe gömülüyor
Bir tek ben duyuyorum onları
Ben bir tek onları duyuyorum
Geri kalan her şey sessiz gibi
Zaman içinde defalarca kez kullandığım ''Bir yaprak gibi oradan oraya savrulma'' tabirinin anlamını ilk kez bu kadar net anlıyorum.
Ben öylece duruyorum..
Ben öylece koşuyorum..
Ben öylece yürüyorum..
Ben sürekli çabalıyorum
Zaman sürekli geçiyor
Ve o kadar hiçbir şey olmuyor ki..
Olumsuzluklar da mutlu edermiş insanı
Ben hiçlikten ölüyorum 
Zaman geçerken ve 'hiç'liğin tam ortasındayken 
Akan hayatın,
Geçen zamanın rüzgarı sildi renklerimi.
Hiçbir şey ekleyemedim üstüne.. Tek renk dahi katamadım..
Belki ben katamadım.. Belki.. 
Belkisini bilmiyorum olmadı..
Son zamanlarda hep hayal ettiğim bir şey var:
Ölürsem mezarımda sevdiğim şiirlerin okunması, müziklerin dinlenmesi..
Şiir okumak için vesile olması mezarımın.. Edip Cansever'lerin rüzgara karışması..
Bir insan bu kadar sevilir mi acaba? Mezarında şiir okunabilecek kadar?
Ben bunun cevabını bilmiyorum artık.
Kafam darmadağınık.. Renkler yok.. 
Ben artık sebep bulamamaktan yoruldum..

27 Nisan 2021 Salı

'' ''

Bazı karelerin ve hislerin kelimelerinin rengi olmuyor..

Bazı kelimelerin renklerini anlatabilmek gerçeklerle örtüşmüyor..

-Niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?-

Bazen bir satır gelir de o an, anlamazsın neden olduğunu ama tam o an yaşadığın şeyi hissettirir ya sana, öylece geçti işte Nilgün Marmara kelimelerin arasından..

Şimdi nasıl anlatabilirim ki altında oturduğumuz gökyüzünün rengini..

Anlattığım gökyüzü, gökyüzüdür alelade belki,

Nasıl muhabbetimizi bulutların arasına gizleyebilirim, maviliğin sonsuzluğunu anlatacak bir ton var mı sahi?

Benim sonsuzum başkasının sadece an'ı ise peki?

Bunu hangi renk anlatabilir?

Üstüne oturduğumuz çimenlerde Güneş'in içimi ısıttığını söylerken aslında sadece vücudumdaki sıcaklığını hissedebildiğimi ve yaşama dair hissettiğim tek iyi şeyin tenime değen bir ışın sıcaklığı olduğunu ifade eden bir ton var mı cidden?

Yaşadığım güzel anlarda kıpkırmızı iken her şey, parlak bir kırmızı iken, coşkuluyken, akşamına ve hatta bir adım sonrasında onu siyah karadelik kalemlerle karalayacağımı bilmenin kabullenmişliğini ifade edebilecek bir ton?

Bilmiyorum.. Alıştığım insanların gitmesinin tonu yok en çok.. Tek taraflı dahi olsa anlam yaratabildiğim birkaç kişi ile de ayrılmanın kaçınılmaz olmasının renk'sizliğinden kaçamıyorum en çok.. 

Düşünmek yaşamaktan daha çok acı veriyor..

Hissetmek ise düşünmekten çok daha beter..

Hissettiğim onlarca güzel dakikanın yanında yaklaşmakta olan bir tek kişilik vedaya ve tek taraflı bir anlamsızlığa kapıldım yine..

Sıfat veremeyecek kadar değer verebildiğim insanlar tarafından anlamsız kalmak bir de..

Öyle yoruyor ki beni.. 

Söyleyin benim canım renklerim:

-Söyle, nerde 'Göğe bakma durakları', nerde.-



20 Nisan 2021 Salı

 Yanındayken mutluluğuna çok seviniyorum..
Sonrasında bir daha seninle yüzyüze tuhaf muhabbetler yapamayacak olmak ve sonrasında tamamen kopacak olmak üzüyor beni, hem nasıl.. 
Sıfatı mühim değil, sevmek hakikatten de böyle bir şey sanırım.
Sıfatlara sığdırmadan sevmek..

19 Nisan 2021 Pazartesi

—-

 Uyuyamıyorum..

Yine o midemi bulandıran, beni intihara sürükleyebilecek tek şey olan karın ağrısı..

Karnımdan doğru gelip boğazlarımı yakıyor, nefesimi kesiyor..

Kalbimin atmasını , baskısını durduramıyorum..

17 Nisan 2021 Cumartesi

iz

 Her insan iz bırakıyor bende.. Yaşadığım her hissin izi sonuna dek anı olarak kalıyor..
Bazen öteliyorum, bazen görmezden geliyorum, bazen hakikatten de unuttuğumu sanıyorum..
Asla geçmiyor.. 
Hislerin rengi koyulaşıyor belki ama asla etkisi geçmiyor..
Kime dair olduğunu hatırlamıyorum belki, belki de asla unutamayacağım şeyler yaşatıyorlar..
Ama hepsi, şu an olmayanların özellikle hepsi, o kadar fazla ortaklar ki.
Kırıklıklarımı biriktirdiğim yerde harmanladım onları.. Renkler yaptım onlardan..
Evren sonsuz ya hani ve Güneş'in güzelliği yağmurun varlığından ya hani,
İşte onlar Güneş'in güzelliğine gölge düşüren yağmurların renkleri benim için.
O yüzden iyi ki kırgınlıklarım desem de bir yere kadar yorgunluklarımla birlikte keşke olmasaydınız çelişkisine düşmekten de alamıyorum kendimi..

13 Nisan 2021 Salı

Nasıl..

 Bir insanla birlikteyken beraber kitap okumak dışında ne yapılabilir ki..

Yalnızlık başka nasıl paylaşılır?

11 Nisan 2021 Pazar

-suz

 Her defasında aptal gibi güzel şeylerin olacağına inanıyorum..

Her defasında eksiliyorum..

Geriye dönüp baktığımda benden kalanlar ise bana öyle yabancı ve ben ise hayal kurmaya ve umut etmeye öyle küskünüm ki..

30 Mart 2021 Salı

 Seninle her konuşmamda gerçekten evimdeymişim gibi hissetmek mecburi mi benim için?

Keza bu beni gerçekten çok yoruyor..

29 Mart 2021 Pazartesi

..

Hislerimdeki dengesizliğin sebebi ben miyim yoksa yaşadıklarım mı gerçekten artık anlayamıyorum.
Stabil bir şekilde çok sevmek istiyorum
Stabil bir şekilde çok sevilmek istiyorum
Stabil şekilde işimi yapmak, gülmek istiyorum..
Arada hayatımı hareketlendiren mutsuzluklar istiyorum stabilliğinin olmadığından emin olduğum..
Umut edebilmek istiyorum şüphe etmeden..
Gönül rahatlığı ile kendimi bırakarak umut etmek istiyorum ben, artık umutlarım stabil şekilde beni yanıltmasın istiyorum da bunu gerçekleştirebilmek adına.
Ben artık mucizelere inanmak istiyorum.
Mucizelerin gitmeyeceğine ve gerçekten var olacağına inanmak istiyorum.
Ama her şey o kadar aksi şekilde ilerliyor ki.
Her şey o kadar bilinmez o kadar karanlık ki.. 
Boğuluyorum, konuşamıyorum.. Nefes alamıyorum..
Ama sürekli olarak kahkaha atıyorum bunu saklama gayesi ile..
Çünkü  ''Anlaşılmak -değil mi ama- sanki kimsenin olamaz''

5 Mart 2021 Cuma

 Kendimden kaçmak için yaptıklarımı insanlar mutluluk olarak algılıyor.

Öyle kusursuz bir zırh  ki bu..

3 Mart 2021 Çarşamba

 Ben artık nerde ne maske taktığımı karıştırıyorum yorgunluktan..
Maskelerim karıştıkça kendimden nefret ediyorum..
Maskelerim sivrildikçe kendimden nefret ediyorum..
Yoruldukça ve şuursuzlaştıkça kendimden nefret ediyorum..
İçime sakladığım yaralarımdan nefret ediyorum.. 
Çok yorgunum.. 
Ve en çok bundan nefret ediyorum.

28 Şubat 2021 Pazar

 Zaten öleceksek korkmanın ne anlamı var?

Yine de hiçbir yaşama sevincim olmamasına rağmen korkuyorum.. Çok fazla hem de..

27 Şubat 2021 Cumartesi

 İnsan sessizliği özler mi?
Ben kendimle tam anlamı ile kalabildiğim bir sessizliği dahi özledim..
Öyle yorgunum ki.. 
Sessizliğe sarılıp uyumak istiyorum..

26 Şubat 2021 Cuma

Gibi Bir Yorgunluk..

 Yaz bitermiş gibi bir zaman..
Bitmenin yorgunluğu, yaşamamanın yorgunluğu, hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerin ve ümitsizliğin yorgunluğu var üzerimde..
Yakında ama uzak kalmış bir yaşama, özlemle bakar gibi bir yorgunluk bu..
Şairlerin yazılarını yazdıkları defterleri o gün son kez kapamadan önce, sigaralarının son dumanını verirken yazdıkları son cümle gibi bir yorgunluk bu..
Yağmuru yağma kasveti mi, yoksa nemden gelen bir nefes alamama harareti mi bilinmeyen lacivert bir gecenin yorgunluğu.
Yanında uyuduğun eşin varken ve güvendeyken, aklındaki yıllar evvel yaşadığın ilk aşkın kaçamak hissini özlemenin yorgunluğu..
Yaşarken ama aslında ilerlemek isterken başka birinin, tanımadığın birinin- tanıdığını sanıp da yabancılaştığın bir benliğin belki de , hayatını yaşadığını fark ettiğin an hissettiğin yorgunluk gibi de biraz..
Ve söyleyememenin yorgunluğu..
Hüznü, kini, mutluluğu, bulantıyı..
En çok aşkı, ya da adı her ne ise..  Gözlerine bakarken o fark etmeden ve rol yaparken en ağır makyajlarını kuşanıp ve görmezden gelirken..
Söyleyememenin yorgunluğu..





 Uyandığımda hissettklerim beni yaşamdan uzaklaştırıyor..

Karnımda ağrı ve muhteşem bir bulantı ile uyandım bugün..

Nefes almak o kadar zor ki..

Sanki hiç mücadele etmemiş de başa dönmüş gibiyim..

Dayanamıyorum, katlanamıyorum..

Uyumak bile beni yoruyor.

Kabuslardan kaçamıyorum..

16 Şubat 2021 Salı

 Bilinç dışım resmen kaos

Yine çığlık atarak uyandım

Ne zaman bitecek bu?

9 Şubat 2021 Salı

 Bu Dünya’nın bu zamanında yaşamak beni o kadar çok korkutuyor ki..

Ait değilim..

Hiç ama hiç değilim..

8 Şubat 2021 Pazartesi

...

Ne zaman bir şeyin tadını gerçekten çıkardım?

Hatırlamıyorum gerçekten..

Bir müziği sadece ne zaman istediğim için dinledim, boşluk doldurması için değil.

Veyahut ne zaman kaçmak için değil de , zevk almak için yürüdüm yollarda

Ne zaman havanın sıcaklığını, rüzgarın özgürlüğünü hissedebildim düşüncelerimden sıyrılıp sadece ana odaklanarak

Ne zaman bir meyveyi, bir pizzayı mesela ısırdım böyle tüm vücuduma yayılacak kadar lezzetini doya doya..

En son ne zaman sessizliği dinledim ben ve geceyi, sorumluluklarım doğrultusunda erken kalkmam gerektiğini düşünmeden..

Bilmiyorum..

En çok da , en sevdiğim, Güneş’i tadını çıkararak tenimde hissetmeyi,

Denizin dibine dalarak kendimi sonsuz hissetmeyi ve en çok da kendimi dinlemeyi unuttum sanırım.

Ve geceden, kendimden, zamandan, yalnızlıktan korkmamayı unuttum..

Korkmamayı unutarak da yaşamayı ve hissetmeyi unuttum ben.

Öyle bir unutma ki bu, özlemeyi gidermiyor da kavuşmayı imkansız kılıyor gibi..

Şimdi sadece bekliyorum.. 

Öylece..


27 Ocak 2021 Çarşamba

Sonsuz

Bilmek çirkinlikmiş gibi vahşetmiş gibi geliyor bazen. 
Bugün eski fotoğraflara baktığımda fark ettim bunu.
İlk Bar'a gidişim, ilk alkolüm, ilk sevgilim, ilk ailemden ayrılışım.. ilk ne varsa..
Onları asla ama asla unutamıyorum.
Sonrasında ise her şey çirkinleşmeye tatsızlaşmaya başlıyor. 
Belki de bu yüzden hayal kurup kaçmaya başlamalarım.
Bazı şeyler hiç bozulmasın, bazı şeyleri hiç bilmeden hiç hayal kırıklığı yaşamama dürtüsü.
Ve belki bu yüzden sürekli renklere bakmalarım..
Çünkü onların tekrarı yokmuş gibi geliyor.
Her bakmamda heyecanlanmam da yaşadığımı renklere bakarken hissetmem de bundandır belki. 
Tekrarı olmayan şeyler sonsuzmuş da onları her fark etmemiz de biz de o sonsuzluğun bir parçası olacakmış gibi.
Bencillik mi sonsuzluğu olmak istemek?
Bilmiyorum.. 
Ama bunun yaşamayı tüm hücrelerinde hissetmekle ilgili olduğundan da emin gibiyim bir parça..



23 Ocak 2021 Cumartesi

 ''Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar.''

Gece'nin alıntısı Tomris Uyar'dan gelsin öyle ise.. 
Kusursuz beklemelerimi daha iyi anlatan ne var, bilmiyorum..

19 Ocak 2021 Salı

 Sabahın 6’sı..

Bağırmaktan boğazım acımış şekilde uyandığım bir rüya, bir uyku var.

Her şey o kadar tatsız ki..

17 Ocak 2021 Pazar

Hayal

 İnsan hayal kurarak uyuyakalmayı, hayal kurduğu için uyanmamayı bıraktığı zaman yaşlanmaya başlıyor..

12 Ocak 2021 Salı

Yorgun

Güzel müzikleri canlı dinlemek istiyorum.
Güzel insanlarla günü birlik tadını unutamadığım sohbetler etmek istiyorum belki yüzünü unutacağım insanlarla.
Biralarımızı tokuştururken, masaya vururken gerçekten içten gelen gülümsememi her hücremde hissetmek istiyorum. 
Sokaklarda korkmadan yürümek ve yürürken saçmalamak istiyorum.
Yorulmadan ve ertelemeden yazmak istiyorum tekrardan.
Hoşuma giden bir müziği saatlerce dinlemek istiyorum başka şarkılar da dinlemeliyim demeden. 
Hissetmek istiyorum, kafamdaki düşüncelerden dolayı hissetmeyi unutmadan hissetmek istiyorum.
Ama o kadar çok gücüm yok ki.. 
Ve bu yazıyı dahi devam ettirecek gücüm yok..
O kadar fazla yorgunum ki..

10 Ocak 2021 Pazar

Tozlu Turuncu Kolidorlar


Canım seninle sahafların tozlu kolidorlarında, kahverengiliğinde kaybolmak çekiyor. 
Sen.. Belki bir fikrim var kim olduğuna dair, belki de yok..
Bilmiyorum.. Önemli de değil..
Belki de önemli.. Onu da bilmiyorum.
Tek bildiğim sen isen şayet kaybolacağımız o kolidorlarda..
Ve buna öyle çok ihtiyacım var ki..

3 Ocak 2021 Pazar

 Sebep yokken sevmek..

Farklı olduğunu bile bile sevmeye devam etmek..

Karakter uyumu olmadığını bile bile, ortak yönlerde eriyebilme şansını göremeyeceğini bile bile bir yerde hala tutunmak renklere..

Bunu aştığım zaman öyle stabil, öyle kolay olacak ki her şey..