23 Ekim 2021 Cumartesi

 Az evvel Gürgen Öz’ün kendi evinin balkonunda dans ettiği bir videosuna tesadüfen denk geldiğim zaman fark ettim:

İnsanlarla sonu uçlarda bitmeyen, kötülüklerin hiç konuşulmadığı, yalnızca keyifli şekilde güzelliklerden bahsedilen, tebessümlerin eksik olmadığı, ılık yaz meltemi hissi veren konuşmalar yapmayalı, vakit geçirmeyeli ne kadar uzun zaman olmuş..

Birbirimizin yüzüne bakarak sırlardan, kibirlerden, egolardan ve sivri her şeyden sıyrılarak birkaç saat dahi durmayalı ne çok zaman olmuş..

O kadar çok yük binmiş ki omuzlarımıza, iş-geçinme-güvenlik-cinayet-dolar- Türkiye- gerçekleşmeyen hayaller- anlayışsızlık- bencillik ve nicesi, baktığımda ruhumun ağrımadığı, güldüğümde tüm hücrelerimle gevşediğimi hissettiğim o ılık rüzgar kokulu zamanları sadece kitaplardan hatırlıyormuşum gibi geliyor.

Yorulmadığım tek bir an bile yok son yıllarda.. ve nefes almaktan keyif aldığım..

Huzura bakan evimin balkonunda ay sonunu düşünmeden, evimde ve sokakta başıma bir iş geleceği korkusu olmadan, sadece o ana odaklanarak dans ettiğim bir anın düşü kalıyor şimdi..

Renklerin ilkbahar kokulu rüzgara dönüştüğü yerde..

13 Ekim 2021 Çarşamba

12 Ekim 2021 Salı

 Gün geçtikçe yitiyorum

Kelimelerimle birlikte..

Ne kadar çok varsa renk o kadar çok anlamsızlaşıyor gibi her şey..

Ben anlam katmaya çalıştıkça ve bunu bağırdıkça yutuluyorum tüm anlamlarımın sadece bir boşluk olduğu kör kuyuya

Bol bol gülüyorum mesela, çok geçerli argümanlar ve çok gerçekçi savaş boyaları sürüyorum..

Her şeyin resmini yapıyorum kelimelerle ve her gittiğim yerde parlamaya çalışıyorum güneş gibi..

Çünkü korkuyorum karanlığın hayalinden ve ihtimalinden..

Çünkü içime baktığımdaki karanlık beni lacivertçe içine çekiyor..

Ve ben siliniyorum öylece..

Kelimelerle ve renklerle..