28 Şubat 2021 Pazar

 Zaten öleceksek korkmanın ne anlamı var?

Yine de hiçbir yaşama sevincim olmamasına rağmen korkuyorum.. Çok fazla hem de..

27 Şubat 2021 Cumartesi

 İnsan sessizliği özler mi?
Ben kendimle tam anlamı ile kalabildiğim bir sessizliği dahi özledim..
Öyle yorgunum ki.. 
Sessizliğe sarılıp uyumak istiyorum..

26 Şubat 2021 Cuma

Gibi Bir Yorgunluk..

 Yaz bitermiş gibi bir zaman..
Bitmenin yorgunluğu, yaşamamanın yorgunluğu, hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerin ve ümitsizliğin yorgunluğu var üzerimde..
Yakında ama uzak kalmış bir yaşama, özlemle bakar gibi bir yorgunluk bu..
Şairlerin yazılarını yazdıkları defterleri o gün son kez kapamadan önce, sigaralarının son dumanını verirken yazdıkları son cümle gibi bir yorgunluk bu..
Yağmuru yağma kasveti mi, yoksa nemden gelen bir nefes alamama harareti mi bilinmeyen lacivert bir gecenin yorgunluğu.
Yanında uyuduğun eşin varken ve güvendeyken, aklındaki yıllar evvel yaşadığın ilk aşkın kaçamak hissini özlemenin yorgunluğu..
Yaşarken ama aslında ilerlemek isterken başka birinin, tanımadığın birinin- tanıdığını sanıp da yabancılaştığın bir benliğin belki de , hayatını yaşadığını fark ettiğin an hissettiğin yorgunluk gibi de biraz..
Ve söyleyememenin yorgunluğu..
Hüznü, kini, mutluluğu, bulantıyı..
En çok aşkı, ya da adı her ne ise..  Gözlerine bakarken o fark etmeden ve rol yaparken en ağır makyajlarını kuşanıp ve görmezden gelirken..
Söyleyememenin yorgunluğu..





 Uyandığımda hissettklerim beni yaşamdan uzaklaştırıyor..

Karnımda ağrı ve muhteşem bir bulantı ile uyandım bugün..

Nefes almak o kadar zor ki..

Sanki hiç mücadele etmemiş de başa dönmüş gibiyim..

Dayanamıyorum, katlanamıyorum..

Uyumak bile beni yoruyor.

Kabuslardan kaçamıyorum..

16 Şubat 2021 Salı

 Bilinç dışım resmen kaos

Yine çığlık atarak uyandım

Ne zaman bitecek bu?

9 Şubat 2021 Salı

 Bu Dünya’nın bu zamanında yaşamak beni o kadar çok korkutuyor ki..

Ait değilim..

Hiç ama hiç değilim..

8 Şubat 2021 Pazartesi

...

Ne zaman bir şeyin tadını gerçekten çıkardım?

Hatırlamıyorum gerçekten..

Bir müziği sadece ne zaman istediğim için dinledim, boşluk doldurması için değil.

Veyahut ne zaman kaçmak için değil de , zevk almak için yürüdüm yollarda

Ne zaman havanın sıcaklığını, rüzgarın özgürlüğünü hissedebildim düşüncelerimden sıyrılıp sadece ana odaklanarak

Ne zaman bir meyveyi, bir pizzayı mesela ısırdım böyle tüm vücuduma yayılacak kadar lezzetini doya doya..

En son ne zaman sessizliği dinledim ben ve geceyi, sorumluluklarım doğrultusunda erken kalkmam gerektiğini düşünmeden..

Bilmiyorum..

En çok da , en sevdiğim, Güneş’i tadını çıkararak tenimde hissetmeyi,

Denizin dibine dalarak kendimi sonsuz hissetmeyi ve en çok da kendimi dinlemeyi unuttum sanırım.

Ve geceden, kendimden, zamandan, yalnızlıktan korkmamayı unuttum..

Korkmamayı unutarak da yaşamayı ve hissetmeyi unuttum ben.

Öyle bir unutma ki bu, özlemeyi gidermiyor da kavuşmayı imkansız kılıyor gibi..

Şimdi sadece bekliyorum.. 

Öylece..