6 Aralık 2012 Perşembe

Tablo


Hayat anlamsız geliyor fazlaca.
İçimdeki bu boşluk neden?
Hepimizin içinde fazlaca büyük Dünya’lar var.
-bir resim tablosu gibi mesela-
Ve zamanın renklerinden oluşan koskocaman bir cümbüş.
Ne yazık…Seçimlerimiz sonucu oluşan renkleri kestirmenin imkanı yok.
Her yolun rengi herkes için farklı..Ve sonsuz sayıda olasılıkların içinde en güzelini seçmeye çalışıyoruz.
‘’En kötü karar,kararsızlıktan iyidir.’’
Çok duyuyorum bu sözü bu ara.Peki kararsızlığın rengi ne?
Peki ya evren bize seçenek şansı veriyorsa fakat seçeneklerin hepsini kendi oyununun bir parçası yapıyorsa?
Hangimiz büyük ya da küçük balık iken bırakın yem olmayı ya da avcı olmayı balık olmayı tercih edebilmiş miydik ?
Geçen zamanın tik-tak’larını sayarken ve renkler sürekli bir devinim içerisindeyken başı dönüyor insanın, sersemliyor..
Bazen tablo öyle bir hal alıyor ki parçalamak istiyorsun..Ama o tablo senin Dünya’n..
Yeni bir süpernova olmadan nasıl yeni bir Dünya yaratabilirsin..Peki ya Süpernovalarının en parlak hali bile karanlığa mahkumsa..O zaman nasıl yolunu bulabilir ve yeni bir Tablo yapmaya başlayabilir ki insan..
Bazen işte ‘’Dağınık kalmalı’’ diyor insan..Beceremedim iyi bir ressam olmayı..Param yoktu malzeme dandik çıktı renklerim bozuldu fırçam rastgele oraya buraya savruldu..Ve atarsın bir çöp kutusuna tablonu..Orada kurumaya çürümeye bırakırsın.. Ara ara kötü renklerin damlar tabloya.. Sen bakarsın..
‘’Dağınık kalsın’’ dersin, demek zorundasın..
Süpernova olmaya cesaretin yoktur ve o kirli tabloya bakmakla geçirirsin ömrünü..
Sonra birden..Öylece..Tesadüfenn..Farkedersin.
Tablonda hiç mavi yok.Ve tik-tak’ları saymaya devam edersin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder