17 Aralık 2012 Pazartesi

Öylesine..


Benim özgürlüğüm sendin..Ne garip.İnsan özgür olduğunu bile anlayamıyor kaybetmeden.
Doyumsuzluk mu dersin?Yoksa o her zaman takıntılı olduğun insan ‘’Ego’’su mu..
Bilmem.. Düşünmekten dolayı böyleyimdir belki..Belki düşünmesem özgür olacağım..Belki tutsaklığımın sebebi sen değil de kendimimdir..
İnsanın en büyük düşmanının kendisi olması fazla trajik değil mi..
Sana garip gelecek belki,belki de gelmeyecek ama artık gün doğumlarını sevmiyorum.Hele ‘’Blue Moon’’ dinlerken baktığım o odamın penceresini ve pembemsi gökyüzünü artık hiç sevmiyorum.
İnsan anılarından kaçarken mekanlardan nefret ediyor bir parça..Ama anladım ki kaçmak hiçbir zaman çare değil..
Hani diyor ya Sunay Akın -Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru.-
 Diye… İşte her sabah insanın kendi başına yastıkta oluşturduğu o çukurda biriktirdiklerinde gömülüyorsun.Sen kaçtıkça onlar orada birikip seni daha çok boğuyorlar.
Diyorum ya belki de düşünmemek benim özgürlüğümdür.Ama kahvenin bile acısını düşünürken anılardan kurtulabilir mi insan.
Peki ya hayaller?
Hayalleri klozete döküp sifonu çektiğin an sonsuz kanalizasyonda kokuşmuş pisliklere döndüremiyorsun ne yazık ki.Neyse..Ne diyordum.Ah evet özgürlük.
Benim için sadece sürekli düştüğüm şu çukurda yere çakılmak.
Şımarığın teki miyim?Yahut bencil ve egoist..Bilmiyorum..
Şu an sadece Nick Cave dinlemek ve uyumak istiyorum..Sadece uyumak.

4 yorum:

  1. Niye hayatı kendi istediğin gibi değilde baskalarının istediği gibi yasıyorsun ki... basit sade.. kimseye iyi olduğunu göstermek zorunda değilsin dimi... bırak sevdiğin seyleri sevdiğin için yap .....

    YanıtlaSil
  2. Çok fazla parametre var hayatta.. Gerçekten o kadar çoklar ki.Bir süre sonra zaman, olmak istediğin insanı bile unutturabiliyor sana. O kafa karışıklığı da en beteri oluyor.Kıssadan hisse diyeceğim o ki sevdiğim şeyleri yapmam için önce kaybettiğim benliği bulmalıyım (:

    YanıtlaSil
  3. Şimdi olanlara direniyosun ya böyle. Ben değişmeyeceğim, farkında olmadan değiştimse de eskisi gibi olacağım diyosun ya. Bunu her gün her gün söyleyeceksin kendine, ara sıra başarmaya çokta yakın olacaksın üstelik ama o bıkmadan üstüne gelip duracak. Direneceksin, sen direnmek için gücünü harcarken bakacaksın ki hayat üstüne gelmek için kılını dahi kıpırdatmıyor, her şey kendiliğiden oluyor. Zorlayacaksın tüm gücünle ama gücün azaldıkça karşı koyamayacağını, büyük bir yenilgiyle kabulleneceksin. Sonra tekrar bu yaptığın gibi gücünü toplayıp eskisi olacağım diyeceksin, kalkıp tekrar savaşmaya başlayacaksın ama onun için hiç bişey değişmeyecek, üstüne gelmeye belki de şiddetini arttırarak devam edecek. Sen direndikçe, o devam edecek... Sen kalkacaksın, o bastıracak. Sen dik duracaksın, o yüklenecek.

    Derken bir gün bi bakmışsın, tüm yaşadıklarını bir şekilde atlatabilmişsin. O ne kadar üstüne gelsede sen hepsinin üstesinden gelebilmişsin. İşte o zaman vay be diyeceksin, vay be. Büyümüşüm lan ben.

    YanıtlaSil
  4. Şimdi buna satırlarca yazı yazabilirim ama kafamda sadece üç kelime yankılanıyor:''Özgürlük,rüzgar ve zaman''Yalnızca o kadar.

    YanıtlaSil