26 Mart 2015 Perşembe

Sabah Temizliği

Odamın dağınıklığında buldum kendimi.. Her şey her yerde.Bazen böyle olmak gerekiyor sanırım.Ruhunu çevrene yansıtmak insanı doğallaştırıyor. Birkaç gündür yalnız yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyorum. Çevremdeki eşyalara, hareketlerime, rüzgara ve her şeye daha farklı bir bakış açısı ile bakma çabasındayım. Çevremde bir ton ilaç..Antibiyotikler,antidepresanlar,antiher’şey.. Kafamın içinde tonlarca gürültü var.. Antiher’şeye uyan biçimde.Yüzümde bir gülümseme.. Nedenini anlayamıyorum. Sanırım geçen zamanın alışmakla bir ilgisi var. Kitap okuyamıyorum eskisi gibi saatlerce.Keza kafamın içindekiler sürekli beni dürtüp ara vermeme neden oluyor.Gene de boş bulduğum her an bir cümle okumaya gayret ediyorum. Cümlelerimi ruhumun derinliklerine çekercesine okuyorum. Bu bile iyi hissettiriyor. Bir cümle var altını çizdiğim, onu paylaşmak istiyorum şu an: ‘Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar..’ Dedim ya, geçen zamanın alışmakla ilgisi var. Yalnız yaşamayı anladığım şu süreçte fark ettiklerim beni mutlu ediyor. En azından artık anısı olan şarkılarla yaşamayı öğrendim. Rüzgar benim için değerlidir, hep söylerim bunu. Sabah çayımı içip kalabalığın sıradanlığına karışmadan ona iletmesini istediğim mesajları söylemek istiyorum, gene beşinci kattaki odamın minik balkonundan. Hiç gidemediğim ama hep ruhumda olan Aşiyan’daki dostlarıma, sevgililerime onları ne kadar çok aradığımı söylesin rüzgar.. Bir de mezarının yeri dahi belli olmayan Sabahattin Ali..Ona kendi kelimeleri ile sesleniyorum, bunu da iletsin..Her akşam yatmadan, onun kelimelerini okuyarak onunla konuşuyorum.Söylesin bunları. Şimdi kalabalığa karışıp zorunlu düzene girme vakti sanırım. Odamın dağınıklığını akşam yeniden buluşmak üzere alelade bırakıyorum. Ve geriye Eskişehir’in bitmeyen ayazına dalmak kalıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder